Samatya’da Gökyüzü Kırmızıydı O Gün
5 Ağustos 2009’da Agos’ta yayınlanan bir yazım Okumaya devam et Samatya’da Gökyüzü Kırmızıydı O Gün
1997-2011 tarihleri arasında çeşitli vesileler ile Agos’ta çıkan yazılarımdan derlemeler. Bu kategorinin yazılarının tamamlanmasında katkılarından dolayı 15 yıllık çalışma arkadaşım ve Agos’un sayfa tasarımcısı Leda Mermer’e özel teşekkür etmek gerek. Yazdığım haberleri benden çok o hatırlıyordu :)
5 Ağustos 2009’da Agos’ta yayınlanan bir yazım Okumaya devam et Samatya’da Gökyüzü Kırmızıydı O Gün
fotoğraf Sahag Güryan Sizin evleriniz nasıldı bilemiyorum ama bizim evde hep bir Ermenice müzik toplama hastalığı vardı. Oradan buradan ele geçen tüm albümler bir bir kasetlere kaydedilir, şarkı isimleri Ermenice olarak kasetin aslını aratmayacak şekilde yazılır sonra da muntazam bir … Okumaya devam et Bir baba-oğul hikâyesi: Onnik ve Ara Dinkjian…
Birkaç haftadır, Ermenistan ve diaspora basınında, 19 Eylül’de Van’ın Akhtamar Adası’ndaki Surp Haç Kilisesi’nde yapılacak olan ayin tartışılıyor. Okumaya devam et Yegan, latsin, katsin*
Aylardır ‘Patriksiz Patrikhane’ tamlaması üzerinden varsayımlar ve söylemler üretiliyor. 1998’i hatırlar gibiyim. Her yerde mor ve beyaz renkler görmeye başlamıştık. Malumunuz Üç Horan Vakfı’nın da desteklediği Şahan Sıvacıyan’ın rengi beyaz. Mesrob Mutafyan’ın rengi ise mordu. Aylar boyunca ilanlar verildi, hayırseverler birbirlerine girdi ve sonunda Mesrob Mutafyan Patrik seçildi. Okumaya devam et Kuyruğunu kovalayan kedi misali
Bir ağacın gövdesi ne kadar büyük ise gölgesi de o kadar heybetli olur. Ama öyle ağaçlar vardır ki, çölün ortasındadır, gövdesi de büyük değildir, ama gölgesi öyle kuvvetlidir ki, çölde susuz ve köksüz olarak nasıl yaşadığına hayret edersiniz. Okumaya devam et Hangi cesaret?
Kafes Operasyon davasının ilk duruşması 15 Haziran Salı günü başladı. Agos’un müdahil olma talebi de oy çokluğuyla onaylandı. Davanın bundan sonraki seyrini hep beraber izleyeceğiz. Okumaya devam et Müdahiliz…
Türkiye’nin ve Osmanlı’nın tarihi boyunca, patrikhaneler dini azınlıklarla devletin irtibat kurabilmesi için çok önemli bir işlev yüklenmişlerdir. Her ne kadar bu makam dini bir topluluğu temsil etse de Osmanlı’dan Türkiye’ye kalan miras doğrultusunda Cumhuriyet döneminde de İstanbul’daki Türkiye Ermenileri Patrikhanesi her zaman hükümet ile Ermeni toplumu arasında bir köprü görevini üstlendi. Türkiye Ermenileri Patrikhanesi tarihi boyunca bünyesinden birçok önemli isim çıkardı. Yeri geldi Anadolu’da kimsesiz kalmış Ermeni yetimleri İstanbul’a getirerek topluma kazandırdı Patriklerimiz, yeri geldi halkını korumak için devlet erkânına kafa tuttu. Bu kurum son iki yıldır Patrik Mesrob’un rahatsızlığı ile başlayan süreçte ir belirsizlik dönemine girdi. Patrikhane olağan fonksiyonlarını … Okumaya devam et Kral değil ‘hoviv*’ gerek
Murat Bardakçı, Pelin Batu ve Erhan Afyoncu’nun yayın döneminin başından bu yana bir televizyon kanalında birlikte yaptıkları ‘tarih’ altyapılı reality şov programı ekranlara yeni bir yayıncılık anlayışı getirdi. Program bu krizde, kanalı için yapılabilecek en iyi şeyi yapıyor. Reyting topluyor. Nasıl mı? Zaman zaman Pelin Batu ile Murat Bardakçı’ya tango yaptırarak, zaman zaman da kendi aralarında suni gerginlikler yaratarak. Okumaya devam et Reality tarih şov
Turnam bizim memlekete gidersen Allahın sevgili kulları anam-babamdan selam götür Memleketlerine bağlılığı takdire şayan, kül olan ruhları için Muş’a, Van’a, Alaşkert’e selam götür Memleketin dört bir yanında onların çeşmeleri Memleketin dört bir yanında onların harabeleri Tüm eski ve yeni ölülerin ışık dolu ruhlarının yer aldığı mezarlara Muş’a, Van’a, Alaşkert’e selam götür…* Agos her yaz ziyaretçi akınına uğrar. Kapılarımız konuklara hiç kapanmadı, kapanmayacaktır da. Yurtdışından gelenlerin ilk duraklarından olan gazetemiz, perşembe ve cuma günleri gençlerle dolup taşıyor. Kimi tezine kaynak arıyor, kimi “Anadolu’ya gideceğim, kime güvenirim, nasıl giderim?” diye soruyor, kimi de sadece sohbete geliyor. Bu yıl, ziyaretlerin sayısı arttığı gibi, … Okumaya devam et Nar taneleri toplanıyor