Aforizma: CümleMİZ


Siz takside arkaya mı oturursunuz öne mi?

Ben öne.
Arkası beni bozuyor.
Kendimi dizilerdeki şoförlü insanlar gibi hissediyorum. Yani hissetMEMEM gereken biri gibi. Olmadığım biri gibi hissettiriyor. İnanmazsınız belki ama şoförün tavrı, dili bile değişiyor ben arkada oturunca. Kendimce bir bağlantı kuruyorum ben de. Sürücüye hizmetçiymiş, taksiye de benim kiraladığım bir arabaymış gibi davranmayan biri olarak her zaman konuk olduğumu düşündüm araçlara. Zira araç ve sürücüsü yola devam ediyor ama ben araçtan iniyordum.

Çalıştığım konular ve yaşadığım olaylar da böyle benim için. Kimse ile birebir temas kurmadan yazamam, yazMAMAlıyım. Van ise yazının konusu yazının konusu Van’a gitmeli, görmeli anlamalı, Hopa ise Hopa’ya gitmeli görmeli. Görmediğim şeye inanamadığım kadar yapmadığıma da inanmakta güçlük çekerim ben. Ermeni Soykırımı’nın Ermeni ulusunun üstündeki o ağır travmasını ve kendi dilimdeki birçok kabalığı, önyargıyı, ne zaman ki 1915’i yaşamış biriyle tanıştım o zaman anladım.

Öte yandan sadece anlatılanlara inananlar kadar İNANÇlı olamadım hiç. Ne okuduğuma ne de aktarılanlara…

İnsanları dinledim uzunca bir süre… Hala da dinlemekteyim. Dinlediğim kadar öğreniyorum diye düşünüyorum. Dinlemediğimi sananlar yanılmasın gözlerim hep etrafımda dönen olaylarda olsa da kulağım hep masada ya da karşımdakindedir.
Çocukken anamı babamı, benle konuşan hayal arkadaşlarımı, halüsinasyonlarımı…
Sonra öğretmenlerimi,
müdürlerimi…
milli eğitimden gelip arkadaşımı “ne biçim insanlarsınız siz” deyip döven tarih öğretmenlerimi…
Ermenice öğrenmem için dayatan, şimdi ancak “canım hocam” diyebileceğim insanları dinledim.

Sonra ne zaman konuşmak için artık “sıra bana geldi” dedim…

“Dur” dediler.

“Biz de senin kadar sustuk, biraz da biz konuşalım”
“Tamam beraber konuşalım” dedim. Yemediler.
“Tamam konuşalım ama şimdi sen önce cümlemizi dinle” dediler. Ben bu “cümle”nin kelimeler bütünü olan “cümle” olduğunu düşünüyordum. Oysa ki “hepimiz” manasında “cümleMİZ”miş.

Yine dinledim…
Arada girmeye çalıştığım ilk cümlemin ilk kelimesini duyduklarında konuşanlarımız yine cümleMİZ’e girdiler. Ve ben henüz konuşamadan masadan kalktım.

Diyeceksiniz niye bu kadar uzattın iki cümlelik şeyi.

İşte sorun da o ya “cümleleriNiz” ve “cümleleriMiz” beni uzun süre konuşturmayınca ben de konuşmamı erteledim bir süreliğine…

Dedim ya henüz konuşamadım ben daha…
Henüz konuşmaya başlamadım…
Ön koltukta seyahat eden ve şoförü dinleyen bir yolcuyum hala…
Dinlemekle bitmez hayat. Ama suskunluk da bir cümle gibi değil mi?
Dünyada onca ölüm olurken biz de suskun kalırken cümlemize mal olduğu bir cümle.

(1 Haziran Çarşamba, Karaköy)

Yorum bırakın